Nasıl yani? Doktora gideceğim, kulağıma 3-5 iğne takacak veya lazer cihazıyla dokunacak ve tedavi olacağım öyle mi? Evet öyle…
“Nasıl yani?” sorusunu çok kısaca yanıtlayalım o zaman…
Kulak kepçesi, anne karnındaki bebeği temsil eden bir mikrosistem içerir. Fetüs halindeyken insan bedeni 3 ana embriyolojik katmandan oluşur ve bu her 3 katman da kulak üzerinde yansımasını bulur. Bu katmanlar; endoderm, mezoderm ve ektoderm olarak adlandırılmaktadır.
Vücut üzerinde duygusal olarak da dahil olmak üzere her ne var ise kulak üzerinden teşhisi de mümkündür. Kulak dokusu kollajen liflerden, sinir hücrelerinden ve damarlardan oldukça zengin bir dokudan meydana gelmektedir. Bu lifler ve sinir hücrelerinden kalkan sinyaller gerekli noktalarda kavşaklar yapıp yanıtlar oluştururlar. Kulak üzerindeki yansıma noktalarını Fransız Dr. Nogier, rezonans fenomenine dayanan çalışmalar sonucu haritalandırmıştır. Bunun için hem kişinin kendi vücudu üzerindeki dokuları hem de kadavra dokularının numunelerini kullandığı uzun yıllar süren çalışmaları olmuştur.
Kulak dokusu anne karnında 6. Haftada oluşmaya başlar ve vücudumuzdaki diğer dokulardan farklı olarak 6 embriyolojik yutak kavsi ve 3 katmanı barındırmaktadır. Her bir katman beyinde limbik sistem, talamus ve hipotalamus, retiküler aktivatör sistem dediğimiz sistemlerle kendi iletişim ağı içerisindedir. Burada durup “olur mu öyle şey?!” diyenlere bir soru ile yanıt vermek isterim “wi-fi denen kablosuz iletişim ağı içerisinde taaa Amerika kıtasından yollanan bir fotoğraf saniyeler içinde sizin telefon ekranınıza geliyor ama kulağınızdaki sinir ağı üzerinden verdiğimiz doğru bir uyarı aynı beden içinde karşılığını bulamayacak öyle mi?”. Bunu ilk satırdaki sorunuzun ardından tekrar düşünmenizi rica ediyorum. İşin aslı internet bağlantısının çok daha ötesi ve çok daha hızlısı vücudumuzda yer alıyor.
Kulak üzerinden teşhis yönteminde, haritalanmış noktalar üzerinde tarama muayenesi yapılır. Bu muayene sırasında kişi sırtüstü uzanır, hekim kulaktaki belli alanlara çeşitli şekilde temas eder ve
Odaklandığı bulgulara göre ilgili noktanın ne derecede sinyal verdiği değerlendirilir ve aciliyeti veya önceliği belirlenir. Her bir noktanın harita üzerindeki anlamı tanımlanmıştır ve bellidir. Örneğin: Kulakta akciğer noktası üzerinden bir sinyal alındıysa, akciğerlerle ilgili altta yatan bir stres olduğunu öngörmek gibi. Ancak bu durum doğrudan astım, kanser veya alerji vardır dedirtmez. Yönlendirici bilgi sağlar.
Kulak kepçesinden hormonlara, ağrılara, alerjilere, kişinin duygularına, çözülmemiş iç çatışmalarına, eski yara izlerinin yarattığı streslere, çene ve diş sorunlarına, iç organlarına, lenfatik sistemine ve daha birçok soruna etkili tedaviler düzenlemek mümkündür. İyi bir kulak akupunkturu hekiminin tüm bu noktaları bilmesi kadar o kişide neyin öncelikli ve altta yatan ana sorunlar olduğunu, nelerin ikincil önem atfeden veya sonuçlara ait durumlar olduğunu değerlendirip, bu bilgiler ışığında nokta kombinasyonlarını oluşturması gereklidir ve bu uygulama şekli, tedaviyi daha kısa sürede sağlar ve kalıcı durum olmasına katkı koyar. Dolayısıyla bu noktada hastaya ayrılan zaman en önemli faktördür. Doğru yaklaşımın şablondan uzak, konuşmadan uzak, tabir-i caiz ise “2 dakikada tak iğneyi” şeklinde uygulamadan geçmediği düşüncesindeyiz. Örnek vermek gerekirse akupunkturun en çok bilinen uygulaması kilo kontrolü uygulamasıdır. Ancak kilo kontrolünü sağlarken kişinin toksin atılım organlarının mı öncelikli desteklenmesi gerektiği, hormon ekseninin mi öncelikli ele alınması gerektiği, uykularının mı barsak düzeninin mi, psikolojisinin mi öncelikli önem taşıdığı hep kişiye özel değerlendirilmelidir. Kimi hastada yemek yeme davranışı insanın kendisine saldırması iken kimisinde kullanılan ağır ilaçların yan etkisi olarak bulunabilir ve her iki hastaya aynı uygulamayı yapmak doğru değildir.
Terapi sırasında;
İle uygulama yapmak mümkündür. Sinyal veren nokta ağrılı bir nokta ise ancak o zaman hafif bir acı hissedilebilir. Aslında bir noktanın ağrılı nitelikte olması o noktanın tedaviye muhtaç olduğunun ifadesidir ve doğrusu iyi bir şeydir. Bu durumun haricinde kulak akupunkturu da aynı vücut akupunkturu gibi ağrısız, acısız, rahatlatıcı, şikayetleri giderici, ağrıları dindirici özelliktedir.
Seansları sıklığını kişinin durumuna göre planlamak esastır ancak çok ağır veya rutin dışında bir tablo olmadığı sürece genelde haftalık seanslar yetmektedir. Bazen daha ilk seansın sonunda belirgin düzelme görülürken-ki bu durumda sıklıkla ağrı şikayetlerinde gözlenir-, bazen yanıt birkaç seans sonrasında fark edilir hale gelmektedir.