Şeker - Düşündüğünüz Kadar Tatlı Değil

Şeker - Düşündüğünüz Kadar Tatlı Değil

Şeker - Düşündüğünüz Kadar Tatlı Değil

Lafı uzatmaya gerek yok: RAFİNE ŞEKER=ZEHİR.

Nükleer Tıp, şu an tıbbın sağlayabildiği en son teknolojik olanakları sunmakta. Bu olanaklardan birisi de PET/CT veya PET/BT yöntemi. Detaylarına şimdilik burada çok girmeyeceğim. Ancak kanser taramalarında, kalp hastalıklarında ve Alzheimer vb. beyinde dejenerasyon yapan hastalıklarda kullanılan bir görüntüleme yöntemi olduğunu ifade etmeliyim.


Aşağıdaki PET/BT görüntüsü, lenfomalı bir hastaya ait. Bu görüntüde hepinizin rahatlıkla seçebileceği gibi, hastanın göğüs kafesinde birçok odakta siyah renkli (renkli görüntülerde ise kırmızı-yeşil renkli) alanlar izlenmekte. Şimdi sıkı durun! Bu odaklar kanserin kullandığı şekerin görüntüsü.

Peki rafine şeker kullanmayalım! Ancak "bunu yapma" demek yeterli değil. Doğru alternatifin ne olduğu da öğretilmeli! Öncelikle doğru alternatif ESMER ŞEKER veya YAPAY TATLANDIRICILAR DEĞİL!

Esmer şeker de rafine şekerdir ve genellikle içine esmer rengi vermek amacıyla boya karıştırılmaktadır. Yapay tatlandırıcılar ise insülin direnci ve diyabetten tutun mesane kanserine dek bir çok hastalığın altta yatan sebeplerinden olabilmektedir.

Doğru alternatif STEVİA BİTKİSİDİR: Stevia bitkisi, Güney Amerika'da yetişen, eski çağlardan beri Güney Amerika yerlilerince zaten kullanılan doğal şeker kaynağıdır. Naneye benzer yaprakları var, tadı şekerden farksız. Zaten aynı zamanda Şeker Bitkisi olarak da biliniyor. Evde yapacağınız reçel ve keklerde bile rahatlıkla kullanabilirsiniz. Kurutulmuş yapraklarını aktarlardan satın alıp kaynatarak şurubunu kullanabilirsiniz. Toz halinde satılan formunu marketlerin organik standlarından elde edebilirsiniz. Dahası tohumunu satın alıp evde kendiniz de yetiştirebilirsiniz, ancak uygun ekim zamanı Şubat ayı ve biraz da nazlı bir bitki olduğunu eklemeliyim.

O zaman tekrar edelim: RAFİNE ŞEKER=ZEHİR ve UYGUN ALTERNATİF STEVİA BİTKİSİ.

Bir çok kişinin kafasında şeker ve alternatiflerine dair soru işaretleri oluşabilir. Örneğin: 

  1. Rafine şeker nedir, neden zararlıdır? 
  2. Stevia nedir? Stevia'nın uzun dönem etkilerini ve olası risklerini değerlendiren bir çalışma var mıdır? Stevia'yı nereden bulabiliriz? 
  3. Aspartam nedir? 
  4. Bal hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ve diğerleri...
Öncelikle şeker, vücudumuzun ana yakıtlarından birisidir. Kan şekerinin belli bir düzeyin altına düşmesi ile gelişen hipoglisemi komasına kısa süre içinde müdahale edilmez ise yaşamsal risk oluşturacağı kesindir. Yani şeker vücudumuzda mutlaka olmalı ancak doğru miktarda ve doğru kaynaktan alınmalıdır.

Rafine Şeker Nedir?


Rafine kelimesi İngilizce'deki "Refine" kelimesinden gelmektedir. Türkçesi "arıtmak, tasfiye etmek" anlamına gelse de burada çok büyük bir algı manipülasyonu olduğunu düşünüyorum. Çünkü ne yazık ki yapılan işlem arıtmak filan değil dümdüz kirletmek ve bozmak...

Günlük hayatta genelde tükettiğimiz beyaz şeker, rafine şekerdir. Bilimsel adı “Sükroz” olan basit bir moleküldür. Rafine şeker, şeker kamışı veya şeker pancarının işlenmesi ile elde edilir. Saf bir karbonhidrattır: %99.5 oranında sadece şeker içerir, ne bir besleyici öge, ne mineral ne de vitamin barındırır.


1 Sükroz= 1 Glikoz + 1 Fruktoz bileşimi ile meydana gelir.Bu iki yapıtaşı arasındaki bağ kolaylıkla parçalanabilir ve bir kere parçalandığında mide duvarından herhangi bir sindirim işlemine uğramalarına gerek olmaksızın kolaylıkla emilebilirler. Her iki molekül de hücre içinde glikoliz denen bir sürece dahil olur. Glikoliz şekerin enerji, su ve karbondiokside dönüştürülmesini sağlar. İnsan metabolizmasının temel enerji kaynaklarından birisi bu süreçtir.

Rafine şeker zararlıdır çünkü sadece şekerden ibarettir, ek olarak işlenme sürecinde zararlı kimyasalları da yapısına alır.

Doğada ise şeker kamışı ve pancarı birçok farklı enzim (kimyasal reaksiyonların oluşmasını sağlayan bileşikler), 3 farklı vitamin ve 7 farklı mineral içerir. Şeker molekülleri de bu vitamin ve minerallerle bağlı şekilde bulunur ve bu sayede emilim kolaydır.

Beyaz ve Kahverengi Şeker Nasıl İşlenir?


İşleme sürecinde 3 ana basamak bulunur.

  1. Şeker kamışı veya pancarından şeker özsuyunun çıkarılması
  2. Rafine etme
  3. Kristalizasyon

İlk sırada şeker kamışı ve pancarının hasadı vardır. Elde edilen şeker özsuyu oldukça asidiktir, nötralize etmek için Kalsiyum Hidroksit kullanılır. Aynı zamanda bu özsu konsantre edilmek üzere hazırlanır. Konsantre edilen şeker özsuyundan kristalizasyon işlemi başladığında, santrifüj makinelerine yollanır. Burada ham şeker elde edilir.

Ham şekerin rengi açık kahverengidir, hiç işlem görmemiş şeker kamışı ve pancarında var olan vitamin ve mineralleri de barındırır. Kullandığımız esmer şeker veya beyaz şekerin elde edilmesi için bu ham şeker daha da ileri kimyasal süreçlere tabi tutulur: Önce, suyun içinde tekrar eritilir, ardından filtrelenir, filtrelenirken aktive karbon, diatomit, iyon değişim kromatografisi vb işlemlerden geçer. Ardından düşük basınç altında konsantre edilir. Orijinal şeker pancarı %10-15 oranında şeker ve geri kalan %85-90’lık kısımda su, lif, enzim, vitamin ve mineral içerir. Rafine şekerde ise %99.5 oranında sükroz ve %0.5 oranında su vardır.

İyon değişim kromatografisi sırasında beyazlatma sağlamak amacıyla birçok değişik kimyasallar da kullanılır. Örn: stiren, divinilasetilen benzol, benzol peroksid, polivinil alkol, bentonik, konsantre sülfirik asid, metakrilik asid, sodyum hidroksid, metilklorid, dietilentriamin (DETA) vb.

Aslında bu maddeler temelde endüstriyel kullanım içindirler. Örneğin polivinil alkol renkli ışık sağlamak için ampullerin boyanmasında kullanılır. Stiren ise materyal kaplaması olarak kullanılmaktadır. Her ikisi de ölümcül zehirlerdir. Yine sodyum hidroksid sabun yapımında da kullanılan bir toksik bileşiktir. Bu kimyasallar şekeri beyazlatma amacıyla kullanılırken, içine sızmadığını söylemenin imkanı yoktur. 
Bentonit, sıvı moleküllerdeki protein moleküllerini emer ve ham şekerdeki besleyici moleküllerin dışarı çıkartılmasında kullanılır.

Diğer kullanılan kimyasal maddelerin ve filtrelerin yapısının da potansiyel zararlarının detaylarına girmeme gerek yok diye düşünüyorum.

İnsanın yeryüzünde var olduğu zamandan bu yana vücudumuzun gıdaları sindirmek ve yararlı hale getirmek için barındırdığı bilgi, doğal olmayan, işlenmiş, endüstriyel katkılı gıda maddelerini yabancı bellediğimiz için yetememektedir. Bu şekilde elde edilen şeker ve diğer besin maddeleri hem alerji potansiyeli yüksek, hem vücuda yabancı, yabancı olduğu kadar da vücutta işlenemediği için zararlı hale gelen bileşiklere dönüştürülmüş olur

Rafine Şeker Nasıl Kemik Erimesi Yapar?


Normalde doğada, her besin maddesi, vücudumuzda işlenebilmesine olanak verecek şekilde eşlik eden dengeli mineraller ve enzimler ile beraber bulunur. Ancak insan eliyle bu kadim donanımdan mahrum bırakılmış işlenmiş gıdalar bu dengeden ne yazık ki yoksundur. Bunun anlamı şudur: Rafine şeker, işlenebilmek için vücudun kendi minerallerini kullanmaya başlar. Bu minerallerin vücuttaki depolardan kullanılmaya başlanması dengelerinin bozulmasına yol açacaktır. Verilebilecek en çarpıcı örnek kalsiyum-fosfor dengesindeki bozulmadır. Vücut kendi kalsiyum deposu olan dişler ve kemiklerden kalsiyumu kullanmaya başladıkça bizleri bekleyen en hafif tablo ise diş çürükleri ve osteoporozdur.

İstediğiniz kadar D vitamini, kalsiyum takviyesi alın, spor yapın, rafine şekeri sağlıklı şekerle değiştirmediğiniz sürece, yaptıklarınız hep bir eksik kalacaktır.

Aşağıdaki fotoğrafta yer alan soldaki yapı sağlam bir kemiğin dokusunu, sağdaki yapı ise içi boşalmış-gözenekleri büyümüş-dirayet ve gücünü kaybetmiş,ufalanmaya ve kırılmaya meyilli osteoporotik kemiği göstermektedir. 

Bu fotoğrafta yer alan diyagram, vücuttaki minerallerin birbiri ile dengesi ve ilişkisi hakkında bir ön fikir verebilir.


Nedir Şu Stevia Dedikleri Şeker Bitkisi?


Öncelikle ifade etmek istediğim bir şey var; bir konuda sizlere bilgi veriyorsam, biliniz ki bu bilgi benim için sadece kuru bir bilgi değil, kendi hayatıma geçirdiğim, yaşamımın artık bir parçası yaptığım, düzenimin bir parçası olan bir uygulama aynı zamanda…

Piyasada yapay tatlandırıcı olarak birçok alternatif bulunuyor. Ancak bir tanesi var ki doğal ve kalorisiz ve sağlıklı olanı… Güney Amerika’da yetişen, Paraguay yerlilerince yüzyıllardır kullanılan “Stevia rebaudiana” bitkisi.

Yaprakları naneye benzeyen bu şirin bitkinin tadı, aynı şeker gibi. Aktarlarda kurutulmuş bitkisini satın alabileceğiniz gibi, marketlerin organik gıda reyonlarında hazır toz formlarını da bulabilirsiniz, ancak alacağınız ürünün mutlaka “içindekiler” bölümünü okuyun zira hazır ürünlerin içinde de yine katkı maddesi bulunanları var. Ayrıca internette stevia tohumu satan sitelerden kendiniz de tohumunu alıp evde üretebilirsiniz, ancak benim öğrendiğim kadarıyla ekimi ve üretimi biraz zahmetli ve uygun ekim zamanı Şubat ayı. Biz evde hazır toz formunu veya aktardan aldığımız kurutulmuş yaprak formunu kaynatıp buzdolabında saklayıp kullanıyoruz (Buzdolabında şerbet haline gelmiş bu şekli 1 hafta kadar dayanıyor). Yine şerbeti buz küplerinin içinde buzlukta dondurmak yoluyla kullanmak da bir başka dayanıklı seçenek, ancak bu şekliyle kullanım çay, kahve vb kullanım için pratik değil…

Gelelim stevia üzerindeki tartışmalara, tartışmaların ilgili referanslarını ekte zaten paylaşacağım, ne yazık ki İngilizce olduklarını eklemeliyim… En büyük tartışma bu bitkinin hangi formda kullanılacağı üzerine yaşanmış. Bir de olası kısırlık yapıcı etkisi üzerine çünkü görülmüş ki Paraguay Yerlileri bu bitkiyi aynı zamanda doğum kontrolü için kullanıyorlar. Bu konu bilim insanlarınca detaylı araştırıldığında, hem hayvan hem insan çalışmaları üremeye bir yan etkisinin olmadığını ispatlamış. Ek olarak FDA (Food and Drug Administration= yani İlaç ve Gıda Uygulamaları grubu), bitkinin sadece saflaştırılmış formunun kullanımına izin vermiş, doğal haliyle var olan bitki formunun yasaklanması ve ülke dışına çıkarılması için ise var gücüyle çalışmış. Bu noktada biraz insan egosu, para işleri ve politikaya girmeden edemeyeceğim. Öncelikle FDA’in çalışma şekline bir bakalım; bağımsız, kapsamlı ve tarafsız çalışmalar yapmak FDA’in işi değil. FDA, hali hazırda yapılmış olan araştırmaları derleyip inceleyip bir sonuca varan bir kuruluş. Bu noktada FDA’in yöneticilerinin, üretici firmalarla olan iş ilişkilerinin şaibeleri soru işareti. Ayrıca inceledikleri araştırmaları, maddi olarak destekleyen ve dolayısı ile sonuçlarını manipüle etmesi olası olan firmalarla ilişkileri oldukça tartışmalı konular olarak süregitmekte... Ekte bu ilişkilere örnek teşkil eden bir dosyayı da yine paylaşacağım. 
Japon bilim adamları son 30 yılda yaptıkları çalışmalarla yine Stevia bitkisinin güvenli ve yan etkisiz olduğunu göstermişler.

Şeker hastaları başta olmak üzere, kilo kontrolü üzerinde söz sahibi olmak isteyen hastalarıma, yakınlarıma, rafine şekerin ve sentetik tatlandırıcıların, kimyasalların toksik etkisinden uzak durmak isteyen herkese ben, steviayı alternatif olarak öneriyorum, evde de yaptığım reçelleri çocuklarımla beraber afiyetle tükettiğimizi eklemek istiyorum.

Sağlıklı günler sizin olsun 

İlgili linklerin listesi:

  1. http://www.mercola.com/…/stevia-natural-safe-sug…/report.htm (Bu siteye girdiğinizde sizden e-posta adresinizi girmenizi isteyecek, ardından ücretsiz olarak ilgili raporu bilgisayarınıza indirebilirsiniz)
  2. http://toxsci.oxfordjournals.org/…/toxsci.kfr198.full.pdf+h…
  3. http://www.fda.gov/…/03/jan03/012203/02p-0317_emc-000199.txt (FDA işleyişinin anlatıldığı doküman)